16 Ağustos 2012 Perşembe

Kardeş Savaşları..


Konu başlığı biraz sert oldu galiba yoksa yarışları mı deseydim.Hemde öyle yarış ki olimpiyat bile olur :)
Ama bu yarışlar bir savaş edasıyla ite kaka olmaya başladıysa enaz birinin ağlamasıyla sonuçlanması kaçınılmaz oluyor.Bizim evde de durum böyle bir hal almaya başladı.
Aslında herkesin aşina oluğu bir konudan bahsetmek istedim.Sanıyorum insanlık tarihi kadar da eski.Çocuğun gözünde Anne herşydir.Eee sözkonusu olan Anneyi paylaşmaksa ister istemez her konuda kendilerini rakip olarak görüyorlar.
3 meleğim ile bazen öyle sıkıntılı anlar yaşıyoruzki pess etmemek, gerilmemek içten değil..Birsüredir hemen hemen her eylemimiz bir yarış halini alıyor.
Değişik bir oyuncak çıkardığımda (genelde ilgilerinin azaldığı çogu oyuncagı saklar 1 ay kadar sonra çıkarırım yeni muamelesi görür) üçü birden şiddetle aynı oyuncağı ister,aynı oyuncaktan 3 adet bile alsak kalkar biri üçünüde ister,yemek zamanıı derim üçüde aynı anda mutfağa varmak ister,birine su içirirken ötekilerde ister,(tabi bunlar yüksek sesle mızıldanarak olur)Birde Denizkızımın ikizleri tenhada kıstırıp pataklamaya çalışması var sonrada ikizlerin birbirlerini pataklamaları...Çekişmeler,itişmeler,kıskanmalar,kucağa gelme yarışları .....
Hangisini yaşamak daha zor, yerine göre tartışılır ama benim ençok gerildiğim zamanlar dış mekanlarda ortaya çıkan problemler oluyor doğrusu.
Bakalım daha neler yaşayacağız..Büyük çocuğu olan anneler bunların daha birşey olmadığını büyüdükçe daha da zorlaşıp ergenlikte tavan yapacağını söylüyorlar..Derin bir nefes alıp oooohh tanrımmmm diyorum..
Peki ne yapmalı. ?..
Bu konuda sayısız bilgi okudum hala da okuyorum işin bana göre özeti eşit ilgi alaka ve sevgi...Sizinle Klinik psikolog Beril Yardımcı'nın kaleminden bazı özetleri paylaşmak isterim.
Anne Baba Kıskançlığın Önüne Geçebilir mi?
Aile içinde çocuklara ‘kardeşini sev’ denir; kardeşler arasında yaşanan kıskançlık ve çatışmalar çoğunlukla hoş görülmez, engellenmeye çalışılır. Bu tutum ne kadar gerçekçidir?
Anne babalar, çocukların birbirine olumlu duygular ve düşünceler beslemelerini umarlar ve kıskançlık duygularını görmezden gelmek isteyebilirler. Bu duygulardan kaynaklanan çatışmalara müsaade etmeyip, kardeş kıskançlığını bir tabu haline getirebilirler. İnkâr edilen bu duygularla karşı karşıya kalan çocuklar ise bunları bastırmak zorunda kalırlar. Ötekini kıskanan ve onunla rekabet etmek isteyen çocuk, kendini suçlu hissederek agresyonunu içine atar. Dolayısıyla birçok çocuk çatışmalarını aile içinde çözme fırsatı yakalayamadan ve kardeş ilişkilerini çözümleyemeden büyür.
Öte yandan kardeş sahibi olmanın getirdiği kıskançlık hissine uyum sürecinde anne babanın tavrı önemli rol oynar. Çocukların tecrübe ettikleri duyguları inkâr etmek ve farklı hissetmeye ikna etmek yerine onları anlamak önemlidir. Anne babalar gerginlikleri azaltmak için her çocukla ayrı ayrı vakit geçirip, onların ilgilerini paylaşabilirler. Aile içinde beraberce hoş faaliyetler yapılması da ortamı yumuşatır. Anne babalar bir çocuğu diğerlerine örnek gösterme ve çocukları birbirleriyle kıyaslama konusunda dikkatli olmalıdırlar.
Bu tabloda anne babanın çocukların her şeyi paylaşmasını beklemesi de pek gerçekçi değildir. Birey olma sürecinde kardeşlerin birbirine sınır koyması doğaldır, kendi eşyalarını ve faaliyetlerini her zaman paylaşmak istemeyebilirler.
Anne baba, doğumla beraber çocukta oluşacak sıkıntıyı azaltmak için bazı detaylara da dikkat edebilirler. Çocuğun gelecek bebekle ilgili bilgilendirilmesi, anne yokken onun bakımını üstlenecek kişilerin belli olması, çocuğun rutininin mümkün olduğu kadar aksamaması ilk dönemde dikkat edilmesi gereken noktalardır.
Özellikle de ziyaretçiler geldiğinde büyük kardeşe de ilgi göstermek ve küçük hediyeler getirmek onun ‘tahttan düşme’ duygusunu hafifletecektir. Bebeğin bakımıyla ilgili küçük sorumluluklar vermek de büyük kardeşe yeni bir rol kazandırır, iyi hissettirir. Hatta kardeşin bakımını üstlenmek kıskançlık duygusuyla baş etmesinde yardımcı olabilir.
“Büyümek” Kıskançlığı Yok Eder mi?
Kardeş ilişkileri yıllar içinde değişime uğrar. Çocuklar büyüdükçe kıskançlığın ve rekabetin azaldığı gözlemlenmiştir. İnsanın kendini bir birey olarak tanımlaması, diğer aile üyelerinden farklı ve ayrı olduğunu göstermesi kardeş ilişkilerini de değiştirir. Çocuk yeni ilişkiler yaşarken ve hayatındaki taşlar otururken kardeşini geçmişteki gibi yoğun bir tehdit olarak algılamaz. Dolayısıyla yeni yaşam tecrübeleri çerçevesinde kardeşle paylaşılanlar ve kardeşlerin uyandırdığı duygular çoğunlukla değişir. Örneğin anne babanın hastalıkları kardeşleri birleştirirken, yapılan farklı seçimler ve evlilikler aralarına mesafe koyabilir.
Ancak bu değişim kardeş kıskançlığının son bulduğu anlamına gelmez. İnsanlar, yaşları ilerledikçe kardeşlerinin yakınlığından memnun olduğunu bildirseler de, her üç  yetişkinden biri kardeşleriyle ilişkisini mesafeli veya rekabetçi olarak tanımlamaktadır.
Kardeş, belki de bu yüzden doğumundan ölümüne kadar insanın hayatındaki en önemli kişilerden biridir. Kardeş, insanı hayat boyu takip eder, büyürken ve yaşlanırken kendi farklı yüzlerini görmesini sağlar. Bu bağlamda insana kendini anlatan bir ilişkidir kardeş ilişkisi...


Umarım sevgi ve sabır ile hepsinin üstesinden gelebilirm..
Annelik o ,bu , şu değil Sonsuz sabırdır...

Ya Sabır :)
Ayşe